- en başta gelen
- foremost
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
hâkim — sf., Ar. ḥākim 1) Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren, egemen Arkasında yavaş fakat çok hâkim bir ses işitmişti. A. Gündüz 2) Başta gelen, başta olan, baskın çıkan 3) Duygu, davranış vb.ni iradesiyle denetleyebilen (kimse) Bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakim — Yargıç , Başta gelen, başta olan, baskın çıkan … Hukuk Sözlüğü
as — 1. is., hay. b. Kakım 2. is., Fr. as 1) İskambil kâğıtlarında birli 2) sf. Bir işte başta gelen (kimse veya şey) As oyuncu. Birleşik Sözler assolist astasım … Çağatay Osmanlı Sözlük
baskın — is. 1) Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme 2) Kısa süreli, beklenmedik saldırı Bu dört kişi güç bela baskından kurtulup bana sığınmış. R. H. Karay 3) Su basması, sel 4) Ansızın çıkagelme 5) sf. Sertlik, zorluk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başlıca — sf. En önemli, başta gelen Eleştirme her okurun, her seyircinin başlıca hakkıdır. N. Ataç … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir numaralı — sf. Birinci, başta gelen O, dünyanın bir numaralı oyuncusudur … Çağatay Osmanlı Sözlük
duayen — is., Fr. doyen 1) Bir meslekte yaşça, kıdemce ileride ve yetenek bakımından üstün niteliğe sahip olan kimse 2) Kordiplomatikte kıdemlilik bakımından başta gelen diplomat … Çağatay Osmanlı Sözlük
serefrâz — (F.) [ زاﺮﻓاﺮﺱ ] 1. başı yüce. 2. başta gelen … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
SERZAKİR — f. Başta gelen zâkir, zikredenlerin başı. (Hazret i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm dan kinâye olur … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük